ADAMIZDA SEKTÖRLERİN KAPASİTE ARTIŞ TALEPLERİ !

Adamızda değişik sektörlerde kapasite artışlarına gidilmek isteniyor. Sevindirici olanlar da var. Düşündürücü olan da var.         

Önce sevindirici olanlar; Elta Elektirik Taahhüt İnşaat Tic. Ltd. Gökçeada Şubesinin kapasite artış talebi 561 Büyük Baş Hayvandan 1000 Büyük Baş’a ve 923 Küçük Baş Hayvandan 5000 Küçük Baş’a ve süt ürünleri işletme tesisi 6588 Ton/Yıl dan  7000 Ton/Yıl’akapasite artış projesi.         

Diğeri ise Gökçeadamdan Organik Tarım A.Ş. tarafından yapılması planlanan Zeytinyağı üretimi 1500 Ton/yıl.           

Gelelim adamız için düşündürücü olana. Ahmet Taşkın’ın taş ocağı için kapasite arttırım talebidir. 5 km doğusunda Şirinköy, 2km Güneybatısında Uğurluköy ve 3 km Doğusunda Dereköy’ün bulunduğu var olan taş ocağının 60000 Ton taş çıkarma kapasitesini 5 kat arttırmak istenmesine; Taş ocağının kapasitesinin bu kadar arttırılmak istenmesi adamıza ne kazandıracak – neler kaybettirecek. Şuanda koca bir dağ paramparça edilmiş ve bunu beş katına çıkarmak istiyor. Yapacağı tahribat da bir o kadar artacaktır. O çevrede ki peyzaj bozulacak ve bitki ve hayvan faunası yok olacaktır. Adamızda taş taşıyan kamyon trafiğinin de beş kat artacağını tahmin edebilirsiniz, sessiz şehir statüsündeki Gökçeadamızda. Ayrıca Şirinköy, Dereköy, Uğurluköy ve çevresindeki tarım alanlarında  eskisi gibi verim alınamayacağını hep beraber göreceğiz. Bitkilerin doğal büyüklüğüne ulaşamamasını şaşkınlıkla karşılayacağız. Ada da bu kadar yüksek kapasitede taş çıkarmak gelecekte adamızı yeşillikler içinde görmek isterken, metropollerde olduğu gibi yüksek miktarda betonlaşmaya neden olmıyacak mı? dır.          

Taş ocağı bölgesinde ve çevresinde kaynak suları var mı? dır. Varsa nasıl etkilenecektir.         

23 Ocak 2020 Perşembe günü yapılacak ÇED Halk katılım toplantısında ki Gökçeadalıların tavrını görelim. Biliyorsunuz daha önce Kaleköy de Resort Otelin arkasında ki dağ için taş ocağı girişimi vardı. Yapılan görüşmeler neticesinde yatırımcısı ortak akıl sonucu vazgeçmişti. Gökçeada’mız bu yanlışlıktan kurtulmuştu. Şimdi de beklentimiz bu kapasite artışından vazgeçilmesidir.         

ADAMIZI TAHRİP ETMEYELİM, DOĞALLIĞINI GELECEK NESİLLER İÇİN KORUYALIM.