ALEVİLERDE MUHARREM MATEMİ
Alevi toplumunda Muharrem Orucunun başlamasıyla Kerbela’da İmam Hüseyin ile birlikte şehit edilen 73 Can için Yas-ı Matem Orucu tutulur.
Evladı Resul’e karşı kin ve intikam güden, Hz. Muhammed’in peygamberliğini ve Hakk’ın varlığını kabul etmeyen Ebu-Süfyan kavmi aslında iktidarını kaybetmeme hırsıyla açıkça, Hz. Muhammed ve soyuna karşı cephe almışlardır. Fakat gün geçtikçe insanların kitleler halinde Hz. Muhammed’in yanında yer almasından Ebu-Süfyan ve taifesi huzursuz olmuştur. İşte bu nedenle Hz. Muhammed’e ve onun Ehl-i Beyt’ine karşı hile ve şer dolu oyunlarla haksız yere binlerce insanın hayatını kaybettiği Uhud, Bedir, Hendek savaşlarının yaşanmasına neden olmuştur.
Söz konusu savaşlarda ordularının büyük bölümünü ve kavminin liderlerini, servetlerinin bir kısmını yitiren Ümeyye Oğullarından Ebu-Süfyan ve taifesi Hz. Muhammed’in ve İmam Hz. Ali’nin öncülüğünde gelişmekte ve yayılmakta olan İslamiyeti riyakar ve göstermelik bir biçimde kabul etmişlerdir. Bu savaşlarda ki yenilgilerini ve kayıplarını hazmedemeyen Ebu-Süfyan ve kavmi İslami kisveye bürünüp, iktidarı elde etmek için Ehl-i Beyt’e karşı olan nefretleriyle intikam alabilmenin planlarını yapmakla uğraşmışlardır. Bu süreç içerisinde Hz. Ali’nin şehit edilip Hakk’a yürümesiyle kin ve nefretleri hızlanmıştır.
Ebu-Süfyan kavmi Ehl-i Beyt soyuna karşı duydukları intikam hırsından vazgeçmez. Muaviye, Yezid’i kendisine veliaht olarak atar. Halkı da oğlu Yezid’e biat etmeye zorlar. Egemenliğini oğlu Yezidin barbarlığı ile devam ettirir.
Topluma yapılan haksızlığa ve zorbalığa karşı direnen İmam Hüseyin ve efradı Yezid’in Halifeliğini kabul etmemiştir. O günden günümüze kadar insan hakkı yiyenlere ve zulüm edenlere karşı direnmenin sembolü olarak tarihe geçmiştir. Hz. Hüseyin ile çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 73 Can yoldaşın egemenlik hırsıyla beslenen, Ehl-i Beyt düşmanı lanete müstahak olan Yezid tarafından katledilişi, dünya insanlık tarihine eşine rastlanmayan bir katliam olarak geçmiştir.
Muharrem ayında Yezit tarafından katledilen İmam Hüseyin’in davası, şere ve zorbalığa dayalı dini egemenlik anlayışı, İslam tarihinde ideolojik zihniyet haline gelerek Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de devam etmiştir. 14.Asırdan günümüze intikal eden Hz. Hüseyin’in haklı davasında, uğradığı katliamın unutulması Ehl-i Beyt toplumu tarafından mümkün değildir.
İmam Hüseyin’in Muharrem ayı içerisinde şehit edilmesinden dolayı, onun sevgisini taşıyan ve yolun piri olarak gören Alevi toplumu , bu ayda Yas-ı Matem’e bürünür. Kerbela katliamında İmam Zeynel Abidin’in sağ olarak kurtulup Ehl-i Beyt soyunun devamına vesile olmasının, on iki imamların kutsallığıyla birleştirilerek 12 gün oruç tutulması geleneksel temel hal almıştır. 3 gün Masum-u Pak adına oruç tutanlar da vardır.
Alevilik inancında oruç anlayışının zora dayalı olması söz konusu değildir. Bu konuda gönül rızalığını ve samimiyete dayalı olması esastır. 12 günlük Yas-ı Matem orucunda insan nefsini ıslah etmek, inandığı tanrısal varlıkla kendisi arasında bağ kurup vicdani muhasebe yapması amacıyla arınarak oruç tutar. Tüm bunlar Hz. Hüseyin sevgisi ve mertliği ile Yezid’e karşı boyun eğmemesi ile birleştirilip Yas-ı Matem’e girilir.