ATEŞTE SEMAHA DURANLARI UNUTMADIK
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamında 33 canımız yakılarak katledildi. 29 yıl önce Madımakta ateşte semaha duranları unutmak mümkün müdür.
29 yıl önce aydın, yazar ve sanatçılar ile semah dönen gençlerin Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas’a giden Türkiye’nin aydınlık yüzü olan bu insanlar paneller düzenleyip, konserler verip, semah döneceklerdi.
Günler öncesinde Sivas’ta dağıtılan bildirilerle organize olan gerici karanlık güçler Madımak Oteli’ne saldırarak katliam gerçekleştirdiler. Otel içindeki o güzel insanlar, 8 saat boyunca kurtarılmayı beklediler. Televizyonların naklen yayınladığı katliam bir türlü önlenemedi ya da önlenmek istenmedi 33 canımız yakılarak katledildi.
1993 yılında yaşanan bu katliam ile insana, sanata, düşünceye, inanca yönelik suç işlenmiştir. İnsanlığa karşı suç olarak kabul edilmeyerek dava zaman aşımına uğratılmıştır. O dönemin Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ‘Bu karar Türkiye’ye hayırlı ve uğurlu olsun’ diyerek duygularını ifade etmiştir.
Bizler diyoruz ki Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenen bir suçtur ve asla zaman aşımına uğrayamaz. Yargı süreçlerinde gerçek nedenler ve sorumlular ortaya çıkarılmamıştır. Türkiye bu kitlesel katliamlar ile hiç bir zaman yüzleşmemiştir. Biliyoruz ki toplumsal barış ancak bu katliamla yüzleşerek gerçekleşebilir. Bırakın yüzleşmeyi, Alevilere karşı yeni provokasyon ve katliam planladıklarını bir mafya babasının açıklamalarından öğreniyoruz.
Her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Bunun yolu ise farklılıklarımızı zenginlik olarak bilip, birlikteliğimizi ve örgütlü yapımızı daha da güçlendirmek gerekir. Farklı etnik ve inançsal kesimlerin, toplumsal barış içerisinde, özgürce ve kardeşçe, demokratik bir ortamda yaşamasını sağlamak için mücadele etmeliyiz. Onun için , Pirimiz Hünkar Hace Bektaş Veli’nin dediği gibi ”Bir olalım, iri olalım, diri olalım”
Esen kalın…Memleket güzel…”Bu Memleket bizim”