DİL YARASI
Dil yarası; acı sözün yarattığı kırgınlık anlamında kullanılan bir deyimdir. Dıştan açılan bir yara zamanla kapanır ancak, söylenen bir sözden açılan gönül yarası kolay kolay kapanmaz. Bıçak yarası geçer dil yarası geçmez sözü hakaret, ağır söz vb. Gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulamayacağını anlatan bir atasözüdür. Söylediğimiz sözler, duygu ve düşüncelerimizin anlatımıdır. Onları ağzımızdan çıkarırken çok iyi düşünmemiz gerekir. Birini sözle kıracak olursak , bunun yaratacağı sonuç, açacağı yaralar büyük olabilir. Söz yaralarının onarılması, kapanması oldukça uzun bir zaman gerektirebilir. Dil, sadece sözcükleri çıkarma yetisine sahiptir. Akıl ise, hangi sözcüklerin söylenmesi gerektiğine karar verir.
Geçtiğimiz hafta Millet İttifakında yaşanan, hiç kimsenin beklemediği Meral Akşener’in sert ve kırıcı açıklamaları bize dil yarasını hatırlamamıza neden oldu. Altı siyasi partinin meydana getirdiği Millet İttifakı seçmenlerinin yoğun itirazları ve kamuoyu baskısı sonucunda olması gereken konuma kısa bir süreç sonunda ortak akıl ile tekrar rayına oturdu ve bir yılı aşkın süredir yapılan ortak çalışmaların heba olmasının önüne geçildi. Birliktelik sağlandı. Önümüzde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için çok iyi bir sinerji yaratılmış oldu. Dipten gelen dalganın Türkiye sathında duyulmasını da sağladı. Sonuçlarını iki ay sonra yapılacak seçimlerde daha net olarak hep beraber göreceğiz.
Dil yarası deyiminin hikayesini de hatırlatarak yazımızı sonlandıralım. Mustafa, arkadaşlarıyla sık sık kavga edip onlara kırıcı sözler söyleyen bir çocukmuş. Öğretmeni bir gün Mustafa’yı yanına çağırarak bu huyundan vazgeçmesi gerektiğini söylemiş. Ona boş bir tahta ile bir torba dolusu çivi vermiş. ”Sen öfkeni kontrol edemiyorsun. Her kavgadan sonra bu tahtaya bir çivi çak bakalım ne olacak bu senin ödevin” demiş.
Çok geçmeden tahtada çivi çakacak yer kalmamış. Kavgacı bir çocuk olmasının ortaya çıkmasından utanarak tahtayı öğretmenine götürmüş. Öğretmeni ”Yanlışını anladıysan ne mutlu sana. Bundan sonrası çok kolay, kavga etmediğin her gün bir çivi sök” demiş. Birkaç gün sonra bütün çivileri sökülmüş boş tahta ile öğretmenine gitmiş. Öğretmen ”Bak hiç çivi kalmamış ama tahta delik deşik olmuş. Bundan sonra güzel sözler söyle, dil yarası hiç iyileşmez” demiş.
Kıssadan hisse çıkarırsak ne mutlu bizlere.
Esen kalın…Memleket güzel…”Bu Memleket bizim”