GüncelYazarlar

ELTA ADA’NIN KAMUOYU DUYURUSU VE YANKILARI

Adamızda sürekli şikayet konusu olan ve geçtiğimiz günlerde yapılan denetimler sonucu yaşanan ve yargıya yansımış olgular nedeniyle özellikle sosyal medyada yansımasını bulan “Hayvan Hırsızlığı” konusunda bir açıklama da 18 yıllık Elta Ada işletmesinden geldi.

Önce yapılan açıklamayı anımsayarak konu hakkında ki düşüncelerimizi paylaşalım.

“Gökçeada Kamuoyuna.

Bilindiği gibi 18 yıldır yoğun ve üstün bir emek gücü ile “elta.Ada” markasını Gökçeada’ya kazandırdık. Bunda Gökçeada halkının bize verdiği moral ve motivasyon payı çok büyük ve bunun farkındayız. Biz ailece Gökçeada için hep iyisini yapmaya çalıştık ve devam ediyoruz.

Hayvancılık adası olan Gökçeada‘da hayvan hırsızlığının son zamanlarda ayyuka çıktığı herkesin malumudur. Yakın zamanda işletmemize ait 132 koyun çalınmıştır. Yaşanan bu olaylar karşısında, konuya ilişkin düşüncelerimizi Sayın Gökçeada halkı ile paylaşma ihtiyacı doğmuştur.

Hayvan hırsızlığının artmasına yol açan sebepler herkesçe bilinmektedir. Ülkemizde tüm il ve ilçelerinde (köylerde) küçükbaş koyun ve keçiler yine meralarda otlatılmakta ve başında çobanı mevcut olup akşam ağıla getirilmektedir. Bunu Gökçeada da yapanların sayısı giderek çoğalmaktadır. Gökçeada genelinde serbest hayvancılığı kaldırmak için; Mera ıslahı, ağıl yama ve çoban desteği gibi benzeri genel bir planlama yapılmalı ve teşvik edilmelidir. Görünen o ki sadece cezai işlemler ve kontroller kâfi gelmemektedir.

Yeni Mezbahane açıldı, ancak kontrolsüz yerlerdeki kesimler de devam etti. Bununla birlikte hayvan hırsızlıkları da çoğaldıkça arttı. Çünkü Mezbahane de Veteriner kontrolü ile hem hastalık yönünde ve hem de küpe gibi kontroller yapılmaktadır. Özellikle hırsızlık boyutu kontrol altına alınmaktadır.

Bu hepimizin gözü önünde yapılıyordu; kamyonetlerinden toz toprak içinde indirilen karkaslar aslında halkın sağlığını tehdit ediyordu. Bunları görmedik duymadık dersek doğru ve samimi olmaz.

Hayvanları çalanların, hırsızlık hayvanlarını mezbahane dışında kontrolsüz keserek halka satanların eylemlerine karşı gereken tepki maalesef konulmadı. Bu olumsuzluklara karşı sivil toplum, dernekler ve siyasi parti temsilcileri hepimiz sesimizi çıkarmadık. Bu konuda genel olarak Gökçeada halkının duyarlılığının körelmiş olduğunu söylersek yanlış olmaz.

Hukuk tanımazlık o kadar ayyuka çıktı ki, artık kasap ve lokantaların dışında kahvehanelerde de çalınan hayvanların etleri satılmaya başlandı. Gelinen nokta itibariyle durum kahvehanelerde kaçak et satışıdır.

Ekonomik boyutu yanında durumun asıl vahameti kamu sağlığı açısındandır. Asıl bilinmeyen ve önem verilmeyen küçükbaş hayvanların sürü sağlığıdır.

Uzmanlar; Mezbahanelerin dışında kontrolsüz kesimlerle insanlara “antraks, leptospirosis” gibi zoonoz hastalıkları bulaşabilir. Diğer yanda “Bruselloz Hastalığının koyunlarda ve başıboş keçilerden de “Tüberküloz” (verem) hastalığının insanlara geçebilen en önemli sağlık problemlerinden bir olduğunu söylemektedirler. Ayrıca kontrolsüz kesimlerde “ kist hidatik paraziti” de son derece tehlikeli büyük risklerden biridir.

Bu noktada insan sağlığı bakımından büyük risk oluşturan bu tür hastalıklar için sorulması gereken sorular oldukça fazladır.

Son söz; Gökçeada halkı yaşanan bu çıplak gerçeği olduğu gibi görüyor ve biliyor. Bu konuda ilgili birimlere yardımcı olmak hepimizin vatandaşlık ve insanlık görevidir.

Gökçeada halkının kendisinin ve çocuklarının geleceği için, bundan sonra, bu tür yasa dışı davranışlara karşı kesin tavır koyacağına olan inancımız tamdır.

Başta Sayın Kaymakam beye, kolluk ve idari görevlilere teşekkür ederiz

Saygılarımızla.

Elta.Ada İşletmesi”

Elta Ada yaptığı açıklamada son günlerde işletmelerine ait 132 adet koyunun da çalındığını belirterek konunun nedenleri ve çözülmesi gerekliliği ile ilgili düşüncelerini açıklamış ve olaya farklı yönlerden bakış açısı getirerek önerilerini belirtmiş.

Açıklamada kısaca değinilen birçok konunun detaylı olarak tartışılması ve çözüm için harekete geçilmesi gerektiğini düşünerek açıklamada ortaya çıkan bazı konuların geçiştiremeyecek kadar önemli olduğunu düşünüyoruz.

Her şeyden önce bu konu sosyal medyada tartışıldığı (tartışmanın ötesinde herkesin birbirine girdiği, hakaret ve küfürlerin birbirine karıştığı) kadar basit değildir. Konu çalınan hayvanlar ve yakalanan ve yakalanacak olan hırsızlardan çok daha önemli boyutlarda önemlidir.

Başıboş hayvancılığın adamıza verdiği zarar ve çözüm için bir şeyler yapmaya çalışan kurumlar arasında koordinasyon eksikliği nedeniyle çözümsüzlüğe mahkum olması sosyal medyada tartışılarak çözümlenecek bir konu değildir.

Bu konunun her yönü ile ele alınması gerekiyor. Hayvan kesimlerinin sağlıklı ve hijyenik ortamlarda yapılmasının sağlanması için kurumların yapmaları gerekenler dışında diğer kurumlar ile de koordineli çalışmaları olmazsa olmazıdır bu işin. Başıboş hayvancılıktan ağıl hayvancılığına geçiş için gerekli önlem ve desteklerin koordineli bir şekilde yapılması gerekliliği unutulmamalıdır.

Hiçbir sorun yasaklar koyarak çözümlenemez. Başıboş hayvancılığı yasaklayalım, kaçak et kesimini yasaklayalım, hırsızlığı yasaklayalım, bina yapımlarını yasaklayalım vb. Yasaklayacaklarımızı sayfalar dolusu yazabiliriz. ÇÖZÜM OLUR MU?

Başıboş hayvancılığı yasaklarken hayvancıların ağıl yapabilmelerine destek vermez isek, kaçak et kesimini yasaklarken kesim için gereken sağlıklı ortamları sunamıyorsak (Mezbahanenin yeniden yapımı sürecinde yapılan tüm kesimleri kaçak olarak mı nitelendireceğiz bilemiyorum.) denetimleri çifte standart uygulamadan yapamıyorsak sorun nasıl çözülecek.

Hepimiz şapkamızı önümüze koyup düşünelim. Çalınan bir hayvan sadece hayvan sahibinin kaybı olarak görülmemeli. Çalınan o hayvanın eti (lokantada, kasapta ya da mutfağımızda) bizlerin midesine girecek. Belki karnımız doyacak ama kontrolsüz kesildiği için olası hastalıklar (Elta Ada duyurusunda detayları mevcut) vücudumuzla buluşacak. YANİ KONU HIRSIZLIKTAN ÖTE KAMU SAĞLIĞI.

Sosyal medyada tartışıldığı gibi konu hırsız kim, kaç hayvan çalınmış, kim kesmiş, nerede satılmış, kim görmüş tartışması değil. Bu konulara kolluk güçlerimizin ve yargının bakması ve gerekeni yapması gerekiyor. Birçok kişiyi tatmin etmese de harekete geçildiğini biliyoruz. Zaman içinde de sonuçlarını göreceğimizi umuyoruz. Peki sorun bitecek mi. TÜM HIRSIZLARI YAKALASAK, TÜM KAÇAK ET KESENLERİ VE SATANLARI TESPİT EDEREK CEZALANDIRSAK SORUNU ÇÖZMÜŞ OLACAK MIYIZ?

Çözüm birilerini cezalandırmak değil. Tabi ki suçlular cezalarını çeksin öncelikli dileğimiz. Ama sorunu temelden çözmezsek, çözüm için gereken adımları atmazsak sosyal medyada atışmak yerine kurumsal yapılarımızla harekete geçmezsek tüm sorunlarımızda olduğu gibi bu sorunu da yıllarca konuşur, yakınırız.

GÖKÇEADA HALKI OLARAK SOSYAL MEDYADA KLAVYE SİLAHŞÖRLÜĞÜ YAPARAK ENERJİMİZİ TÜKETMEK YERİNE KURUMLARI HAREKETE GEÇİRMEK VE ÇÖZÜM İÇİN HAREKETE EDEN KURUMLARA DESTEK VERMEMİZ EN DOĞRUSU OLUR.

Total Page Visits: 1267 - Today Page Visits: 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir