GELİN CANLAR BİR OLALIM
Güneşin en son battığı noktadayız. Adalıyız, Gökçeadalıyız. Yaşadığımız yer iki toplumun bir arada yaşadığı, ibadetlerini Camilerde olsun Kiliselerde olsun yerine getirebilmenin huzuru içinde hep var olacaktır. Bu huzura adalı Aleviler olarak Cemevimizi yaparak katılmak arzusundayız.
Bu yazımda kısaca Alevilik hakkında öz olarak yolumuzu anlatmak istiyorum.
Alevilik, ham insandan kamil insan olmaya giden yolun adıdır. Bu yolda hamlık, olgunluk, pişme ve yanma vardır. Kişi bu yola inanç ve itikatla zorlanmadan kendi rızası ile girer. Yola rıza ile giren can, yolun gereklerini severek, inanarak yerine getirmek durumundadır. Biz Aleviler ”Benim kabem insandır” diyerek, cemal cemale insanı kıble bilip, cem olanlardanız.
Alevilik anlayışımızın temelinde Hz. Ali’nin ”Tevazu gösteriniz ki, halkın hürmet ve saygısını kazanasınız” şiarı vardır. Yine Alevilik de eline, beline, diline sahip olmak vazgeçilmez duruştur, yaşamının özünü oluşturur. Kısaca edep olarak algılanan bu üç mühür kişiyi kötülükten uzak tutar. Bunu gerçekleştirmeyen Can hiçbir zaman kendi özüyle doğru yolda buluşamaz.
Alevi-Bektaşi, inanç ve felsefesinin özünü Hz. Ali’nin öğretisinden, Ehl-i Beyt sevgisinden, Hallac-ı Mansur felsefesinden ve Pir Hünkar Bektaş-ı Veli düşüncesinden alan tasavvufi görüştür.
Ada da yaşayan biz Aleviler olarak, inançlarımızın gereğini yerine getirebilmek için ve Canlarımız ile birlikte hep beraber ibadetimizi yapabilmenin mutluluğu ile Cem olabilmek yolunda 2014 yılında derneğimizi kurduk. Daha sonra hepinizin bildiği gibi Cemevi inşaatına başladık. En kısa sürede hizmete açmak için uğraş veriyoruz. Karınca misali bu uğurda yavaş da olsa yol alıyoruz. Çünkü Cemevi’nin yapımı imece usulü, dayanışma ile yapılmaktadır, bu da zaman almaktadır. Hakka ibadet için bu yola hep beraber çıktık.
Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi ”DÖNEN DÖNSÜN, BEN DÖNMEZEM YOLUMDAN” felsefesi yolumuzu her daim aydınlatacaktır.