HACI BEKTAŞ VELİ VE ALEVİ/BEKTAŞİ FELSEFESİ-2
Alevi/Bektaşi felsefesinin temelinde Kuran-ı Kerim’in yorumu yer alır. Kuran-ı Kerim, Alevi/Bektaşiler tarafından görünen (zahir) anlamının ötesinde, görünmeyen iç (batın) anlamının üzerinde dururlar ve her ayetin teviline giderek o ayetin özüne inmeye çalışırlar. Bir örnek verirsek; önce cevizin yeşil kabuğunu, daha sonra altındaki sert kabuğu kırıp öze inerler. Yenilecek olan gerçek öze ulaşırlar, Kuran ayetleri de aynı ceviz gibi, ancak öze inilirse gerçek anlamını bulur.
Edip Harabi Baba mısraları ile Allah’ı bakın nasıl yorumluyor.
Daha Allah ile cihan yok idi/ Biz onu var edip ilan eyledik
Hakk’a layık hiçbir mekan yok idi/ Hanemize aldık mihman eyledik
Kendisinin henüz ismi yok idi/ İsmi şöyle dursun cismi yok idi
Hiçbir şekil resmi yok idi/ Şekil verip tıpkı insan eyledik
Yukarıda değinildiği gibi Edip Harabi Baba “Biz onu var edip ilan eyledik” diyor. Aslında Allah var da ona “sen Allah’sın” diyecek hiçbir varlık yoktu. Bir hadisi kutside yüce Allah şöyle buyuruyor. “Ben gizli bir hazine idim, bilineyim istedim de beni sevsinler, bana muhabbet duysunlar diye insanları ve alemleri halk ettim”
Alevi felsefesine göre yüce Allah, evrenin tüm bilgi ve sırlarını içerisinde saklayan bir tohum idi. O yüce yaradan görünmez alandan görünür alana çıkmayı diledi ve tohum çatladı. Nur halinde bir ışık oldu. Bu ışık aynı atom gibi bölünebilecek en küçük zerreye bölündü ve zerre zerre sonsuzluğa yayıldı. Böylece kalp gibi çarpan, ışıl ışıl parlayan evren meydana geldi. Yüce yaradan sonsuzluğa yayılmış olan bu zerrelere (ruhlar) kendi zatından emanet olarak sıfatlar verdi. Onları görünmez alandan görünür alana çıkardı. Böylece kendisi de görünür alana çıktı ve farka geldi.
Edip Harabi Baba Araf Suresi 172. Ayete gönderme yaparak “Daha Allah ile cihan yok iken biz onu var edip ilan eyledik. Hakk’a layık hiçbir mekan yok idi, hanemize mihman eyledik” diyerek “Onu biz yarattık “ diyebiliyor.
Edip Harabi Baba ayrıca “Hiçbir şekil yok idi, şekil verip tıpkı insan eyledik” derken Sad Suresi 72. Ayete vurgu yaparak “Kendisinin henüz ismi yok idi, İsmi şöyle dursun cismi yok idi, Hiçbir resmi, şekli yok idi, şekil verip tıpkı insan eyledik, Ona son şeklini verip ruhumdan üfleyince ona secde (selamlayın) edin” der ve ayrıca Kaf Suresi 16. Ayete de vurgu yapıp “Açın kulağınızı insanı biz yarattık. Nefsinin ona ne fısıldadığını çok iyi biliyoruz. Biz insana şah damarından daha yakınız” sözlerine dayanarak Allah’ı insanla özleştiriyor.
Aşağıdaki şu özlü sözlerde de Alevi/Bektaşi felsefesinin izlerini görebiliriz. “Tanrının vücudu bir aynadır. Bu aynadan halk ve tüm alem görülür. Halk aynasından görünen de tanrıdır”
Hakkı Baba’nın aşağıdaki dörtlüğünde Alevi/Bektaşi felsefesine göre Kuran’ın tevilini yaparak yüce Allah’ın insanla özleştirildiğini görürüz.
“Kün dedin de bu alemi yarattın/ Zatından aleme sıfatlar kattın
Kendi suretinde adem yarattın/ Havayla, su, ateş, toprak vesile
Ömer Hayyam aşağıdaki dörtlüklerinde Allah’a sitem ediyor. Bu dizeler Alevi/Bektaşi felsefesinde “Naz makamı” olarak bilinir.
İçin temiz olmadıktan sonra/ Hacı, hoca olmuşsun kaç para
Hırka, tespih, post, seccade güzel/ Ama tanrı kanar mı bunlara
Varlığın sırları saklı bende/ Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben
Bizimki perde ardından dedikodu/ Bir indi mi perde ne sen kalırsın, ne ben.
Anadoluyu aydınlatan Hacı Bektaş Veli’nin Alevi/Bektaşi felsefesinden bir zerre sizlere ışık tutabildiysem ne mutlu bana. Sizlere ve sevdiklerinize sağlık, sıhhat ve huzur dolu bir yaşam dilerim. (Kaynak: Hakkı Saygı Baba)