HATIRLANAN SESSİZLİĞİMİZ OLMASIN
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki her yeni gün biten günü aratacak sıkıntılara gebe. Her başladığımız gün de sağlığımızdan , işimizden, rızkımızdan şüpheli yaşar olduk. Büyük bir imtihana tabi tutuluyoruz insanlık olarak. Şüphe yok bazılarımız bu imtihandan alnının akıyla çıkacak bazılarımız ise maalesef kaybedenlerden olacak.
Çabamız her daim hanemize mümkün oldukça çok doğru kaydetmek artı almak. Bu imtihanda en büyük artımız bir olmak. Amasız , fakatsız ve lakin’i olmadan omuz omuza verebilmek. Kendimizin değil toplumsal menfaatleri merkeze koyarak davranış tarzı sergileyebilmek olacaktır. Bu minvalde devletimizin aldığı tedbirler sonrası belki de en çok sıkıntıya düşen esnafı ve yanında çalıştırdığı emekçi kardeşlerimizi bu pencereden bir izleyelim. Alınan kısıtlama tedbirleri sonucu pek çok işyeri faaliyetini sonlandırdı. Bu iş yerlerinin sahipleri sabah besmele ile açacak bir dükkana sahip değiller artık. Akşama kadar naçar bir şekilde ailesinin yüzüne bakmakta zorlanan insanlar halinde şuan. Tabi bu esnaf ile birlikte çalışan emekçi kardeşlerimizin de Ya Rezzâk! diyerek gidecekleri bir işleri yok maalesef. Onlarda evde çorba nasıl kaynayacak sobada yanacak kömürü nereden bulurum endişesini iliklerine kadar hissediyorlar.
Elbet bu günler geçecek dileğimiz en kısa zamanda en az hasarla feraha kavuşmak. Pek çok işyeri ise faaliyetini kısıtlamak zorunda kaldı. Bu iş yerlerinde alışıla gelmiş iş sirkülasyonundan eser yok artık. Bırakın para kazanıp birikim yapma , çoluk çocuğunun geleceğini temin etme planları yapmayı günü kurtarma mücadelesinde canla başla mücadele ediyor bu esnafımızda. Yanlarında çalışan emekçilerimiz ise ya kısmı süreli çalışmaya başlayıp aldığı yarım yamalak maaş ile hayatını idame ettirmeye çalışıyor yada işinden oldu evinde çocuklarının yüzüne bakamaz halde kara kara düşünüyor.
Maalesef ki Hal-i Pürmelalimiz bu dostlar. Belki hiçbirimizin elinde bir sihirli değnek yok. Belki hiçbirimizin ekonomik gücü bu sıkıntılara merhem olmaya yetmeyecek lakin Bilge Kral Aliya İZZETBEGOVIÇ’in soykırımın vahşi ve tarifsiz acılarla dolu günlerinde söylediği muhteşem bir sözü var “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” Bu minvalde dostuz diyorsanız zorda olan kardeşimize , dostunuza imkanlar ölçüsünde omuz verin , halini hatırını bugün her zamankinden daha sık ve yüreğinizde sıkıntısını hissederek samimiyetle sorun. Oturun beraberce ağlayın gerekiyorsa. Ama ne olur sessiz kalmayın. Kalmayın ki bilge kralın dediği gibi her şey bittiğinde sizin SESSİZLİĞİNİZ OLMASIN HATIRDA KALAN.…