HIZIR YOLDAŞINIZ OLSUN
Alevi-Bektaşiler inançları gereği kendilerine sunulan hizmetler karşılığında, gönülden gelerek dede-babalara ”Kara Kazan Hakkı” veya ”Hakkullah” olarak vermişlerdir. Dede ya da Baba gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet döneminde devletten maaş almamışlardır.
Dedeler, hizmetleri sonucu toplanan ”Hakkullah’ın” üçte birini, inançları gereği o yörede bulunan en yoksul insana vermişler, üçte birini kendi ihtiyaçları ve hizmet görenler için saklamışlar ve üçte birini ise Hacı Bektaş Dergahına ”Kara Kazan Hakkı” için göndermişlerdir. Dergaha gönderilen Kara Kazan Hakkı’nın üçte biri, Çelebi Ailelerine(Evladiyelik Hakkı), üçte biri Dergahın bakım onarım ve diğer ihtiyaçlarına, kalan üçte biri Dergah da hizmet edenlere ayrılırdı. Bu sayede Dergah da sürekli kazanlar kaynamıştır. Askerlere, yolculara ve yoksullara yemek verilmiş, kıtlık ve seferberlik zamanlarında ise tohumluk ya da gıda ihtiyacı olarak dağıtılmıştır.
Kültür bireylerin davranışlarını , şekillendirmeye yarayan ortak tutumdur. Görülen ve görülmeyen değerler bütünüdür. İnanç ve tutumlar görünmez kültür değerlerini oluşturur. Bu değerler toplumda doğru yer almışsa yanıltıcı ve asimilasyona yönelik tüm yorumlar ve değerlendirmeler anında anlaşılır ve böylece toplumun kültür becerisi ortaya çıkar.
Aleviler inançları gereği ”Yol bir sürek bin bir” deneyimi ile çok kültürlü bir toplumdur. Aleviler, demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik, insan hakları, dürüstlük, yardımseverlik, misafirperverlik gibi kavramlarla özdeşleşerek adaleti kendi içinde resmi yasa haline getiren bir inanç sistemidir.
Anadolu’ya özgü kadim tüm toplumların köklerine uzanan, beslenen inancımız insanı merkeze koyar. Tanrı insanda tecelli eder. Dağlar, sular, ağaçlar, hayvanlar tüm doğa kutsaldır ve tüm bunlarda tanrının yansıması vardır.
Alevilerin yaşadığı her coğrafyada erenler, evliyalar ve iyilikleri ile bilinenlerin anıldığı mekanlar olduğu kadar ziyaret yerleri de çoğunluktadır. Alevilerin, günlük yaşamları içinde karşılaştıkları güçlüklerde, bunu anında iyiliğe ve kolaylığa çevirecek gücün var olduğunu bilirler ve beklerler. Bunlardan biri de Hızır’dır. Sır denilen aslında budur. İyilik isteyen herkese görünen sırdır Hızır. Kul daralmayınca Hızır yetişmez denir.
Toplumsal iletişimi iyilikte ve güzellikte arayan Aleviler Hızır’a niyazlarını en içten duygularıyla sunarlar. İnanç motifi haline getirir, lokma sunar oruç tutarlar.
Hızır; doğan, hasta, yola çıkan, emanet bırakılanların yanında olur. En önemlisi evlere mihman olur ki hiçbir inanç ve dinde Alevilikteki kadar misafire kutsal gözle bakılmaz, her gelen misafir Hızır’dır.
Evet, sevgili canlar Hızır Alevilikte tüm ritüellerde yer alır. Tanrı Hızır donunda görünür ve herkese iyi gelir, her yüreğe dokunur. Hepimize yoldaş olur. Kalın sağlıcakla, başka bir yazımızda buluşmak dileğiyle HIZIR YOLDAŞINIZ OLSUN.