İYİ VE KÖTÜ
İyi ve kötü bana göre insanların verdikleri ayrıcalıklı bir karardır. Tanrının aleminde bu iki kavramın bizdeki tanımlarıyla mevcut olduğunu sanmıyorum. İyi ve ya kötü maddesel dünyada bizim sonlu ve kısıtlı bakış açılarımızın ürünüdür.
Zira, maddesel unsurlarla çevreli dünya yaşamında her şey aslında zihinseldir, zihnimizdeki algılardan ibarettir. Hayattaki her şey olduğu gibidir, sade ve yalın. Ancak algımız hayatı kendimize göre anlamlandırır hatta ayrıştırır. Aslında evrendeki her şey tek ve birdir ve bu düzenin tek bir gerçeği vardır. Hiçbir şey zıddı olmadan var olamaz. İyi kötü olmadan, kötü de iyi olmadan var olamaz. İyi ve kötü diye bir şey yoktur zira bunlar aynı ve tek olanın farklı görünümleridir. İşte bu bakış açısıyla insan o an her şeyi olduğu gibi kabullenir ve yargılayan zihin halini bırakır.
Hayatımızın akışına baktığımızda hayattaki her şeyi iyi ya da kötü şeklinde yorumladığımızı görürüz. Belli bir anda başımıza gelen iyi bir olayın, bir süre sonra hayrımıza olmadığını görebiliriz. Tıpkı yaşanan krizlerin gecenin karanlığının söküp yeni doğan daha güzel bir sabaha kapısını açması gibi… Aynı şekilde kötü olarak tabir edebileceğimiz olaylar da, o an için öyle görünseler bile bizim hayattan belli bir dersi öğrenmemiz için yaşanılması gereken bir sınav olabilir ve bize uzun vadede hayırlı olabilir. Öyleyse kimin için neyin iyi neyin kötü olduğunu fani aklımız ile ve o anki bakış açımızla bilemeyiz.
Üstelik bir şeyi, diyelim ki, iyi olarak sınıflandırdığımızda bu, o şeyin bizim için ebediyen iyi olacağı anlamına da gelmez. İlaveten bize iyi gelen bir başkasına kötü gelebilir. Bu durumda herkesten ve her şeyden bağımsız bir iyi olan veyahut bir kötü olan yoktur. İyi/kötü, doğada var olmaktan çok bizdedir aslında. İyi/kötü, her zaman bir şeylere atfedilir çünkü. İyi-kötü, bu açıdan değişkendir. Kısacası, iyi-kötü, bizim için ve bize göre iyi-kötüdür.
O zaman bir soru sorayım; Niyeti iyi olan birinin davranışı kötülüğe sebep olsa dahi kötü olarak nitelendirilmeli mi peki? Dürüst olalım kendimize!
İyi-kötü toplumdan topluma, çağdan çağa ve hatta bireyden bireye değişen bir kavramdır. Hatta olaylar değil, kişileri iyi/kötü olarak değerlendirmeye kalktığımızda kişiye duyulan yakınlık, arkadaşlık-dostluk seviyesi, birlikte yaşanmışlıklar, ne kadar zamandır tanıdığı gibi birçok kişiden kişiye değişen objektif olmayan kriterler de devreye girmiyor mu? Ne oldu peki şimdi? Yukarıdaki soruyu tekrar soralım o halde kendimize.
Demek ki iyi ve kötü tanımlamaları sözlükteki tanımından ziyade kişiden kişiye göre değişiyor. Zira herkes kişiliğinin bir parçası olan ve hayata verdiği tepkileri yöneten bir zihin haritasına gör davranıyor. Buna duygularını ve kendi menfaatlerini de ekleyerek.
Peki kendimize karşı ne kadar iyi ve kötüyüz? Kendine zalim olanın başkasına iyi olması mümkün mü? Başkasına kendine davrandığından daha özverili davranması iyi mi kötü mü?
Bu sebeple sahip olduğumuz özelliklerin hiçbirisini, hatta başkalarını bile iyi ve kötü diye adlandırmayalım. Hepsinin bizi biz yapan biricik özellikler olduğunu hatta zaman zaman bize hizmet ettiğini de hatırlayalım.
AYFER ÖZDEMİR
Uluslararası Nlp ve Profesyonel Yaşam Koçu
Bilinçaltı ve Kişisel Gelişim Uzmanı
Astroloji Danışmanı