”KABUL ETMİYORUZ, VAZGEÇMİYORUZ”
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencileri ülkemizde yapılan Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin neticesinden etkilenmeyerek, haklı olduklarına inandıkları direnişlerinden vazgeçmeyip, bir adım bile geri atmayarak anayasal protesto haklarını kullanarak atanan kayyum rektörlüğe 599. kez sırtlarını dönerek ”Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” diyerek direnişlerini devam ettiriyorlar.
Gösterdikleri direnişe gerekçe olarak ”Boğaziçi Üniversitesi yönetimi anayasanın güvencesi altındaki temel hak ve özgürlüklerimizi ihlal etmekte bizleri, öğrencilerimizi ve mezunlarımızı alenen tehdit etmektedir. Özgür, özerk, demokratik üniversite mücadelemizden de vazgeçmediğimizi basın ve kamuoyuna saygı ile duyururuz. Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar; kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” diye direnişlerini sürdürme kararlığına devam ediyorlar. Dik duruyorlar, boyun eğmiyorlar.
Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmeyen Gezi tutuklusu Can Atalay’da seçimlerin üzerinden 20 gün geçmesine rağmen hala tahliye edilmedi. 2 Haziran’da TBMM’de yapılan yemin törenine katılamadı. Anayasa hukuku profesörü İbrahim Kaboğlu ”Can Atalay’ın tahliyesi hukuki zorunluluktur” diyor. Ancak Silivri’de rehin tutulduğu için yemin edemeyen Can Atalay için TBMM’sinde TİP Milletvekili ve parti sözcüsü Sera Kadığil ”Silivri’de esir olduğu için şu an yemin edemiyor” diye tepki gösteriyor. Yani Hatay halkının iradesi gasp edilmiştir, derhal tahliye kararı verilmelidir. Bu kararın verilmemesi açık anayasa ihlalidir.
TBMM’sinde 599 Milletvekili yemin ederek görevlerine başladı. Ancak Milletvekili seçilen Can Atalay’ın avukatları 28 Mayıs’ta mazbatasını almalarına, yapılan başvurulara rağmen hala serbest bırakılmadı. Hapiste tutulması demokrasi adına kabul edilemez.
Ekonomiye bakacak olursak tarihi zirvelerini gören döviz kurlarında artış devam ediyor. Rekorlarını her gün yeniliyor. Bu da bizlere yeni zamlar olarak geri dönüyor. Yoksulluk ve sefaleti, vatandaşın yaşadığı çaresizliği ayyuka çıkarıyor. Bakalım Mehmet Şimşek’in yeni kurulacak hükumette görev alması derde derman olabilecek mi. Yoksa eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomik politikaları daha açıkçası uygulayacağı kemer sıkma politikası işçiye, memura ve emekliye kabus mu olacaktır.
Ne yazdık şu ana kadar yukarıdaki satırlarda Boğaziçi Üniversitesinde devam eden direniş, Hatay’dan TİP Milletvekili seçilen Can Atalay’ın durumu ve hala Silivri de tutulması ayrıca ekonomideki beklenen belirsizlik, işçi-memur-emekli için kâbus dolu geçecek sıkıntılı günler. Şimdi nasılsınız, iyi misiniz? İyi siniz, iyi siniz. Bekamızı kurtardık çok şükür. Gerisi teferruattır mı diyorsunuz.
Esen kalın…Memleket güzel…”Bu Memleket bizim”