LAİKLİK VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNE BAHŞEDİLEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
İslam ülkeleri neden hep birbirleriyle savaşırlar. Çünkü LAİK değiller. Farklılıklarla, çoğulcu bir anlayışla yaşamayı bilmiyorlar. Her grup kendi İSLAM YORUMUNU TEK GERÇEK KABUL EDİP, DİĞER İSLAMİ GRUPLARI NEREDEYSE KAFİR SAYIYOR.
Emperyalist ülkeler de bu yapay farklılıkları sonuna kadar İslam dünyasını birlerine düşürmek için kullanıyorlar.
İslam dünyasının huzur bulması için ne yapmalı diye sorarsak; İŞİN ÖZÜ, PÜF NOKTASI LAİKLİKTİR. İslam dünyası LAİKLEŞMEDEN İslam ülkeleri ve aynı ülke içindeki mezhep, tarikat, cemaat kavgaları ve Alevi- Sünni çekişmeleri son bulmaz.
İnsan haklarının yoğun ve sürekli olarak ihlal edildiği ülkeler kendi yurttaşlarının bir kısmını insan yerine koymayan ve eşit yurttaş kabul etmeyen ülkelerdir. İslam ülkelerini yöneten İslamcı partilerin, hatta İslami ya da siyasi kisvelere bürünmüş terör örgütü liderlerinin en büyük yanılgıları emperyalizmi ve ABD’yi kendi çıkarları için kullandıklarına inanmalarıdır. Halbuki emperyalist projelerin taşeronluğunu yapmaktadırlar.
Aklı başında olan her yurtsever, cumhuriyetçi ve Atatürkçünün bunları görmesi, bilmesi ve ona göre davranması gerekir.
Atatürkçülük ve İslamiyet birbirine rakip midir? Önce şunu unutmayalım. Atatürkçülük toplumun dünyevi refahı ve mutluluğunu amaçlar. Bunu sağlamak için de özgür aklı ve pozitif bilimi kullanır. Açlık, yoksulluk, cahillik ve adaletsizliği yok etmeye çalışır. Çünkü fakirlik, cehalet ve adaletsizlik ahlakın düşmanıdır.
İslamiyet ise insanlara öbür dünyada mutluluk vaadinde bulunur. Ancak söz verilen cennet mutluluğu için dünyada ahlaklı, adil ve barış içinde yaşamayı öğütler.
HERGÜN YA YENİ BİR ŞEY ÜRET YA DA YENİ BİR ŞEY ÖĞREN
EN DOĞRUSU HEM ÜRET HEM DE ÖĞREN. YANİ OKU VE ÇALIŞ
Üretim sana kazanç olur, bilgi de sana güç-kuvvet olur ve yeni ufuklar açar. Açlık ve sefalet insanı dürüstlükten uzaklaştırır. Ahiret mutluluğunu tehlikeye sokar.
Yine İslam’a ve İslam’ın kutsal kitabı Kuran’a göre “aklı olmayanın dini olmaz. Allah aklını kullanmayanların üstüne pislik yağdırır”
GERÇEK ATATTÜRKÇÜLÜK İLE DOĞRU YORUMLANMIŞ İSLAMİYET BİRBİRLERİNİN RAKİBİ DEĞİL TAMAMLAYICISIDIR.
Halkın ve bireylerin her iki dünyada da mutlu olmaya ihtiyaçları vardır. Atatürk sadece dini kendi çıkarlarına alet edenlere ve din bezirganlarına karşı olmuştur. Atatürk’ü anlamak; dünü bilmek, bugünü yaşayabilmek ve yarını görebilmektir.
Kafamızı bilimle, yüreğimizi umutla ve yurt sevgisiyle, benliğimizi özgürlük ve bağımsızlık heyecanı ile doldurmak, iyiye, güzele, doğruya bağlanmak; çağı yıllar önce yakalayan Mustafa Kemal’in çağdaşlık anlayışı varabilmektir.
Kendi kalbine bakmayanın yaşamı bulanıktır. Kalbine bakabilme cesareti gösterenler, gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışa bakan rüya görür ve hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan kendini keşfeder.
Mustafa Kemal Atatürk’ü bir dine, mezhebe, coğrafyaya ya da bir zaman dilimine sığdırabilmek mümkün değildir. O, yaptıklarıyla evrensel ve zaman üstü bir kişilik olarak insanlığın ve tarihin idrakine nakşolmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk, herkesin kendisinde bir şeyler bulduğu sonsuz bir kaynak gibidir. Akılcı, devrimci, yurtsever, ilerici, milliyetçi ve insaniyetçi kimliği ile rehberliği kendine özgü bir kişiliktir.
Mustafa Kemal Atatürk “benim akıl ve bilimden başka hiçbir manevi mirasım yoktur” diyerek, tıpkı “aklım dinimdir” diyen Hz. Ali gibi insanlığa daima aklı ve bilimi işaret etmiştir.
Akıl ve bilim, medeniyet yolunu ışıtan sonsuz bir ışık kaynağı gibidir. İnsanlığa akıl ve bilimi telkin etmekten daha büyük bir hizmet düşünülemez.
Bir kutsal sudur Mustafa Kemal Atatürk/ kar gürül gürül sığmaz zamana
Ulu atam, açtığın yolda, gösterdiğin ülküde hiç durmadan yürüyeceğimize and içeriz.
80 milyonluk Türkiye halkı başta olmak üzere tüm Türk Halkları dünyasının ve bütün insanlık aleminin emsalsiz şahsiyeti IŞIKLAR İÇİNDE UYU. 7’den 70’e ben ve bizim gibiler olduğu sürece bizlere emanet ettiğin TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilelebet yaşayacaktır.
Manevi hatıran önünde saygı ile eğiliyorum.