MUHARREM SOHBETLERİ-1
Muharrem Ayı’nın başladığını müjdeleyen ilkyazımız ile siz değerli okuyucular ile tanıştık. Sizlerden gelen olumlu tepkiler bizi yazılarımıza devam etmemiz için gerekli motivasyonu sağlayınca bizde devam etme kararı aldık. İLK OLARAK MUHARREM SOHBETLERİ BAŞLIĞINDA HAZIRLADIĞIMIZ YAZI DİZİMİZİ SİZLERLE GÜNLÜK OLARAK PAYLAŞACAĞIZ. YAZI DİZİMİZDEN SONRA DA BİR BEKTAŞİ BABASI OLARAK DÜŞÜNCELERİMİZİ SİZLERLE PAYLAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ. SAĞLIKLI VE MUTLU KALIN
“KERBELA “ acıyı, susuzluğu, kanı ve haksız yere öldürülmeyi çağrıştıran bir kelimedir. Daha doğrusu susuzluk, acı, kan ve haksızca şehit edilişi sembolize eden bir mekânın adıdır.
Bu gün Irak’ın 100 km. güney batısında yaklaşık 300.000 nüfusa sahip bir yerleşim merkezidir. Ama gerçekte “KERBELA”, coğrafyasıyla değil, tarihteki, kanlı olayla beynimize ve de yüreğimize kazınmış bir yerin adıdır.
“KERBELA” kelimesini duyduğunda kimin yüreği burkulmaz ki?
Kim zihninden bir film şeridi gibi Hz. Peygamberin sevgili torunu Hz. Hüseyin ve yakınlarının kızgın güneşin altında susuz kalışını geçirmez?
Kim sıcaktan ağızları kurumuş masum çocukların, suçsuz insanların “Su” diye inleyişlerini yüreğinde duymaz?
Kim siyasi çıkarlar uğruna birer birer şehit düşen tertemiz insanları tasavvur etmez?
Kim vaktiyle Hz. Muhammed tarafından öpülen Hz. Hüseyin’in boynunun merhametsizce kesilişini ve o kesik başın hayasızca Yezid’e götürülüşünü hatırlamaz?
“KERBELA” aynı zamanda bizim için inancın, cesaretin ve haksızlığa karşı çıkmanın adıdır. Bir insanlık destanıdır.
“KERBELA” mazlumların tarih boyunca hatırladığı ve hatırladıkça zalimleri sonsuza dek lanetlediği bir olay. Bu olayın cereyan ettiği yer büyük bir ibret ve tarih vesikasıdır.
HZ. HÜSEYİN, HZ. MUHAMMED’İN SEVGİLİ TORUNU
Kimdir Hz. Hüseyin?
Hz. Hüseyin Hz. Muhammed’in sevgili torunudur. Annesi Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma, babası Allah’ın Aslanı Hz. Ali’dir.
Kaynaklara göre 10 Ocak 626 yılında Mekke’de doğmuştur. Doğduğunda Hz. Muhammed ismini kulağına okuyarak koymuştur.
Ağabeyi Hasan gibi ilk 2 halife döneminde cereyan eden önemli olaylara fiilen katılmayan Hz. Hüseyin, üçüncü halife Hz. Osman zamanında Said Bin As’ın 651 yılında Küfe’den Horasan’a yaptığı sefere iştirak etmiştir. Ayrıca babasının halifeliği sırasında da Küfe’ye giderek onun bütün seferlerinde bulunmuştur. Babasının şehit edilmesinden sonra da vasiyete uyarak ağabeyine itaat etmiştir.
Hz. Hüseyin ağabeyinin Muaviye ile anlaşmaya karar verdiği zaman ona karşı çıkmak istese de itirazının reddedilmesinden ötürü vazgeçip Medine’ye gitmiştir.
Hz. Hüseyin Medine’de kaldığı süre içinde kendini ibadete vererek iyilik, güzellik ve takvaya dayalı bir hayat sürmüştür. Hz. Muhammed ağabeyi Hasan ile birlikte onun için “Dünyanın 2 çiçeği” ifadesini, ahret için de “Cennet gençlerinin efendileri” olarak nitelemiştir.
Bu yüce imam şehit oluncaya kadar iyilik, adalet ve güzellikler ile dolu hayatını taviz vermeden sürdürmüştür.
KERBELA OLAYI
Verilen kaynak bilgilerine göre Emevi Devletini kuran Muaviye, 19 yıllık hilafet görevinden sonra vefatına yakın, kötü fiil uygulamalarıyla tanınan Yezid için biat almıştır. Yezid babasının ölümünün ardından hiç layık olmadığı halde hilafet makamına kurulmuştur.
Hilafet makamına çirkinlikleri ile dillere destan Yezid’in geçtiğini öğrenen Hz. Hüseyin buna karşı çıkmıştır.
Önce Medine’den Mekke’ye gelmiş, orada görüşmelerde bulunduğu sırada Küfe’lilerden kendisini Küfe’ye çağıran bir mektup almıştır. Bunun üzerine Hz. Hüseyin mahallinde inceleme yapması ve kendisine rapor etmesi için amcasının oğlu Müslüm’ü Küfe’ye göndermiştir.
Müslüm Küfe’ye girdiğinde büyük bir ilgi ile karşılaşmış ve Hz. Hüseyin adına binlerce kişiden biat almıştır. Ardından Hz. Hüseyin’e rapor yazarak Küfe’deki lehine olan havayı bildirmiştir.
Küfe’de bu olaylar gelişirken siyasi hâkimiyetini pekiştirmeye çalışan Yezid, adamları vasıtasıyla bütün gelişmelerden haberdar olmuştur. Hâkimiyeti için büyük bir tehlike arz edeceğini düşünen Yezid derhal harekete geçip pasif bulduğu Küfe valisini görevden alarak yerine sertliği ile tanınan Ubeydullah Bin Ziyad’ı atamış ve ondan bir an önce bu duruma el atmasını istemiştir.
Vali derhal harekete geçerek Müslüm’ü yakalatıp öldürtmüş, ardından da Hz. Hüseyin adına biat edenleri ağır bir şekilde cezalandırmaya başlamıştır.
Küfe’de ki son durumlardan habersiz Hz. Hüseyin bazı tecrübeli kişilerin “Küfe’lilere güvenilemeyeceğini” söylemelerine aldırış etmeden hazırlıklarını tamamlamış ve yakınlarını da yanına alarak küçük bir birlik ile yola çıkmıştır.
Yolda Müslüm’ün öldürüldüğünü öğrenen Hz. Hüseyin beraberinde bulunanlar ile istişare ederek yola devam kararı almıştır.
Bu arada vali, Ömer Bin Sa’d komutasında bir birlik hazırlatarak Hz. Hüseyin’in üzerine göndermiştir. Gönderilen birlik Kerbela’da Hz. Hüseyin ve adamlarını kuşatmıştır. Fırat ırmağından su almaları engellenmiştir. İnsanlar, masum kişiler, kadınlar ve çocuklar günlerce susuz kalarak bir insanlık dramı yaşamak zorunda kalmışlardır.
Ömer Bin Sa’d validen aldığı emir çerçevesinde Yezid’e biat edilmez ise Küfe’ye dönüşe izin verilmeyeceğini söylemiştir.
Hz. Hüseyin, Yezid gibi birine biat edemezdi ve haklı olarak da etmemiştir. İnanç, adalet ve cesaretle ölümün üzerine gitmek gerekliliğine inanmış biri olarak bunu yapmıştır.
Kaynaklara göre 23 atlı ve 40 piyadeden oluşan 73 kişilik ordusu ile, Ömer Bin Sa’d komutasındaki binlerce askere mukabele etmeye çalışmıştır. 10 Muharrem 661 (miladi 10 Ekim 680) günü Hz. Hüseyin ve yakınları şehit edilmiş ve Hz. Hüseyin’in kesik başı ve esirler Şam’a gönderilirken bu olay tarihe kanlı Kerbela vakası olarak geçmiştir.
Hz. Hüseyin ve tüm Kerbela şehitlerine selam olsun.
MUHARREM NEFESİ
- MATEM AYLARINDA ŞEHİT DÜŞÜLDÜ
- AKAN DAMARINDA AL KAN BULUNDU
- TUTMAYANLAR ZAHİR BATIN ALINDI
- ERENLER ONLARA HASIM OLUNUZ
- ÜMMÜ GÜLSÜM, ZEYNEP YATIR KANDADIR
- ŞEHRİBAN YASIMI TUTAR, FATMA ANDADIR
- HATİCE, KÜBRA, SÜHRE KANDADIR
- HİÇ SOLMAZ BENİZLERİ, GÜL GİBİ DURUR
- ERENLER, EVLİYALAR YOLUNCA GİDER
- BİRİNİ TUTANA HAK YARDIM EDER
- İKİSİNİ TUTANIN ÖNÜNCE GİDER
- BÖYLE NASİP OLMUŞ MÜMİN OLANA
- ÜÇÜNÜ TUTANA SORU SORULMAZ
- DÖRDÜNÜ TUTANA AZAP BUYRULMAZ
- BEŞİNİ TUTANA SUAL SORULMAZ
- BÖLE NASİP OLMUŞ MÜMİN OLANA
- ALTISINI TUTANLAR BUNDA HAK OLUR
- YEDİSİNİ TUTANLAR KALBİ PAK OLUR
- SEKİZİNİ TUTANLAR CÖMERT HAL OLUR
- BÖYLE NASİP OLMUŞ MÜMİN OLANA
- DOKUZUNDA SOYUNUP DONLAR YUĞULUR
- ONUNDA ALINIP ESVAP GİYİLİR
- ONBİRİNİ TUTANA KURBAN BUYRULUR
- BÖYLE NASİP OLMUŞ MÜMİN OLANA
- PİR SULTANIMIZ YÜREKLERİMİZ GÜMLEDİ
- MÜMİN OLAN CANLAR BÖYLE DİNLEDİ
- ONİKİSİNİ TUTANLARIN AŞI KAYNADI
- BÖYLE NASİP OLMUŞ MÜMİN OLANA
İNCİNSEN DE İNCİTME (Hacı Bektaş Veli)
Bu günlük sohbetimize ara vererek sonraki sohbetimizde görüşmek üzere SAĞLIKLI ve MUTLU kalın DOSTLAR..