ÖLÜM NEREDEN GELİRSE GELSİN Mİ? DİYECEĞİZ
Yazıma dün 14 günlük karantinaya alınan adamızın Şirin köy sakinlerine geçmiş olsun dileklerimi ileterek başlamak istiyorum.Fabrikalarda, okullarda, atölyelerde, hastahane çalışanları da iş yerlerinde çalışırken ölüyorlar. Adamızda da salgından dolayı vefatların başladığını görüyoruz. Aşıda ”Öncelik” sırasında olmayan emekçiler maskeyi, aşıyı, düzenli testi ulaştıramayanların neden olduğu vakalarla can kayıpları artarak bu güzelim ülkede yaşanmaya başladı.
Dünyamızın en zenginleri son bir yılda (Pandemi salgını başladıktan sonra) servetini yüzde 70 arttırdığını gazetelerin ekonomi sayfalarından okuyoruz. Onlar yaşıyor biz emekçiler ölüyoruz. Onlar zenginliklerinin katsayısını gittikçe katlarken, biz kod-29 ile işten çıkarılıyor, her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. Enflasyon durdurulamıyor, paranın satın alma gücü düşüyor. İşsizlerin, emekçilerin, çiftçilerin, esnafların, eğitmenlerin çığlıklarını duyan yok.
1 Mart’ta eğitim kurumlarında gerekli koşullar sağlanmadan yüz yüze eğitimin başlaması durumunda salgının okullarda da yaygınlaşacağı sorumluluk duyan bilim insanları tarafından açıklanmasına rağmen biz her şeyi biliriz mantığı hüsrana uğradı. Uygulamayı geri alarak yüz yüze eğitime ara verilmeye başlandı.
Aşı konusunda siyasi iktidar ne kadar ülkemize aşı geldiğini, kaç liradan alındığını artık kamuoyuna açıklamayacakmış. Aşı nerede diye soranlar teröristtir, sormayıp içinden geçirenler, derinine araştırma yapanlar vatan hainidir! soru sormayanlar en ideal vatandaşlardır demeye mi? getirmek istiyorlar.
Ölüm nereden gelirse gelsin mi? diyeceğiz. Biat mı edeceğiz.Nijeryalı en büyük etnik topluluğu Yorubaların söylemi olan ”Sözcükler çiğ yumurta gibidir, bir kez düşürdünüz mü geri alamazsınız” deyişi ülkemizin halini bir nebze olsa da aydınlatmaktadır.
Gelecek güzel günler için esen kalın…