Tanrı ne gün kızacak da cezalandıracak bugünün peynircilerini
Tahmin ederim ki Ada’da kısa bir süre kalan herkes bilir Kaşkaval’ı. Namı değer peynir kayalıkları.
Manidar bir hikaye olacak bugünlerde anımsayınca.
‘’Sayısız keçi ve koyunu sahip olan zengin ve cimri bir kadından bahsedilir. Bu yaşlı kadın, tanrılara ve cennete ulaşabilmek için bir sürü peynir yapar ve bunları üst üste dizer. Bu peynirleri hiç kimseyle asla paylaşmaz. Bunun üzerine Tanrı cimri kadına kızar ve onu cezalandırmak ister. Ona verebileceği en iyi cezanın çok değer verdiği ve onlar sayesinde cennete ulaşabileceğini düşündüğü peynirlerine şiddetli fırtınalar ve soğuklar göndererek kadını ve peynirlerini dondurarak taşa dönüştürür. Ortaya çıkan görüntüye insanlar peynir kayalıkları derler.’’
Günümüzde bu hikayeyi okuyunca insan düşünmeden edemiyor, değil mi?
Kim bugünün cennete ulaşmayı düşünürken halktan, insanlardan kısanları?
Kim bugünün bencil, cimri ve bir o kadar zenginleri?
Acaba Tanrı ne gün kızacak da cezalandıracak bugünün peynircilerini? ‘’Saraycılarını’’ mı demeliydim?
Haber bültenleri her gün evine ekmek götüremediği için, iş bulamadığı için intihar eden birilerini konu alırken; halka bakmakla yükümlü olanların gününü gün etmesi, saraylarda saltanat sürdürmesi yenilir yutulur cinsten değildir. ‘’Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’’ diyenlerden ‘’ Asgari ücretli çalışan kişi 5 kişilik ailesine günde 3 öğün simit yedirse, ayda cebine 1120 lira para kalır, iyi değil mi?’’ diyenlere geldik.
Bu hikayenin o yaşlı bencili bu beyefendi olmasın da kim olsun, değil mi?