YANAN ADAMIZIN GEVENİ Mİ? YOKSA GELECEĞİ Mİ?
Dün akşam adamızda Yeni bademli köyü ve Yıldız koyun üst taraflarında her sene olduğu gibi bilerek yakılan Gevenlerin Gökçeada da yarattığı panik ve üzüntüyü daha iyi anlayabilmek için öncelikle Geven hakkında biraz ön bilgi sahibi olalım derim.
Geven Otunun yaklaşık 2500 çeşidi bulunur. Küçük çalıların ortak ismi olarak bilinen Geven otunun Anavatanı Çin ve Moğolistan dır. Geven otu insan vücudu üzerinde genel anlamıyla düzenleyici etkiye sahiptir. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden, çeşitli enfeksiyonlarda kullanılmaktadır.
Geven otunun bilinen diğer isimleri ise şunlardır; Keven otu, Geven dikeni, Zamk Geveni, Ketre, Çekme, Süt baklası gibi adlarla anılır. Boyları türüne göre 5-100 cm ve bulunduğu yükseklikler 200-2700 metre arası değişir.
Geven otu baklagiller ailesinden, çok yıllık otsu ve küçük çalı formundaki bitkilerin ortak adıdır. Ülkemizde 400’den fazla türü doğal olarak yetişir. Ve bunların yarısından fazlası sadece Türkiye’de yetişen endemik türlerdir. Türkiye’nin kurak bölgelerinde özellikle dağ yamaçlarında yetişir. Geven, hayvan yemi ve yakacak olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kullanılır.
Erozyonu önleyici geveni sökmeyelim ve yakmayalım. Balı ile de meşhurdur. Geven balı anti bakteriyel bir özellik taşır. Kana hızla karışır. Vücuda enerji verir. Kan yapma özelliği vardır
Bu kısa ön bilgilerden sonra gelelim Gökçeada da her sene çıkarılan Geven yangınlarına.Genel olarak hayvan sahipleri tarafından yakılan/yaktırılan gevenlerin kuşlara, börtü böceğe ev sahipliği yaptığını, erozyonu önleyici özelliğinin olmasını önemsemeyerek yangından sonra yeniden yeşerecek Gevenlerin hayvanlarına taze ot olmasını düşünmekten başka amacı olmayan kişilerin bu huylarından kolay kolay vazgeçmeyecekleri de bir ada gerçeği olarak karşımızda sırıtarak durmaktadır. Verilecek eğitim ve sağlanacak altyapısı hazırlanmış mera olayının çözümü ile adamızda serbest hayvancılığa ancak son verilebilir. Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan serbest hayvancılık uygulaması ada da yaşayanların, sebze ve meyve üreticilerinin, bağ bahçe sahiplerinin kabusu olmaya devam edecektir.
Çözüm; ortak ada aklı ile mülkü idarenin öncülüğünde adımların atılmasına bağlıdır. Ancak o zaman üretilen çözümler, serbest hayvancılık yapmaya alışmış kimseleri bağlayıcı olacaktır. Tabidir ki uymayanlar için uygulanacak ağır cezai kurallar da işin uygulanabilirliğinin gereğidir. Madem adamızda ki hayvancılıktan bahsediyoruz şunu da sormadan geçmeyelim. Adamızda var olan altı adet kasap dükkanı, hayvan kesimlerini hijyen kuralları içinde acep nerede kesmektedirler ve halkımıza satmaktadırlar. Kesilen hayvanlarda hijyen kurallarına uygun kesim yapıldığını belirten veteriner mührü var mı? dır. Adamızda açılan kesimhane de acaba kaç kasabımız kesim yapmaktadır. Bunları bilmek sağlığımız açısından önem arz etmektedir. Bu işlerin kontrolünden sorumlu olan tüm kurumları acil olarak göreve davet ediyorum. Bu davet tüm Gökçeada halkının beklentisi ve arzusudur. Saygılarımla, gelecek yazımızda görüşmek dileğiyle…
YANGINDAN KARELER (Fotoğrafların bize ulaşmasında emeği geçen okuyucularımıza Gökçeada’nın Sesi olarak teşekkür ediyoruz.)