GüncelYazarlar

YEREL YÖNETİMLERİN SİYASETEN ÖNEMİ -2

  Başka bir açıdan Yerel Yönetimlere bakacak olursak, doğu ve güneydoğu illerindeki HDP’li belediyelere Kayyım atayan iktidar, HDP’nin halkla olan ilişkisinin en önemli kanallarını tıkamış ve bu tıkamayla yetinmeyip  bu tıkamanın sonucunda iktidarın yarattığı iklimle Hüda-par’ı meclise taşıyacak karşıt zemini de yaratmış oldu. İktidarın boşalan alanı Hüda-par ile doldurma taktiğinin etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğimiz kanaatindeyim. Merkezi yönetim açısından bu denli yaşamsal olan yerel yönetimler, alternatif siyaset üretme iddiasındaki partiler için de önemsenmesi gereken alanlardır.

              Halk Belediyeciliği, sosyal devletin yereldeki yansımasının daha ilerisinde yereli halkla birlikte yönetebilme kabiliyetidir. Belediyecilik ihtiyaç ve sorunlara karşı, etkin ve hızlı çözümler ve hizmet üretebilmenin olmazsa olmaz şartıdır. Bu kavram, halkın ihtiyaçlarının onlara en yakın birimlerce karşılanması ve sadece teknik altyapı hizmetlerinin değil, kültürel, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının da karşılanmasını içerir. Yerel yönetimlerde belediyelerin halka, halkın belediyelere katkıları, ihtiyaçları ve birlikte yönetme eğilimlerini güçlendirme, yurttaşın yaşadığı coğrafyaya sorumluluk bilincinin gelişmesi ve kentin her yönüyle bir kimliğe sahip olması için, yaşadığımız kenti belediye ve bir fiil yaşayan insanlarla birlikte yeniden projelendirebilmek gerekmektedir. Burada asıl mevzumuz, dünyada ve ülkemizde belediyeciliğin geldiği yeri tanımlamak ve olması gereken belediyeciliği gündemleştirmektir.

              Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanlık ve doğa açısından en büyük sorunumuz çevre sorunu olduğu gerçekliğinden hareketle, halk için devletin yaptığı; Kamu hizmetlerinin büyük bir kısmının metalaşması (Merkezi yönetim ve yerel yönetim) su, elektrik, doğalgaz ,temizlik gibi hizmetlerin yeni nesil sermaye birikim imkanı yaratması, yurttaş açısından ise hizmetlerin pahalılaşmasının yanı sıra kamunun ve doğanın talan edilmesine olanak sağlanmasıdır. 

              Bu bağlamda belediyecilik de nasibini almış ve kuruluş kanunlarına göre, vermesi gereken birçok hizmeti özel sektörün(sermayenin) eline bırakmıştır, bu akçeli hizmet devirleri belediyeleri belediye olmaktan çıkarmış, adeta görevleri özel sektöre ihale vermekle sınırlandırılmıştır. Belediyelerin sorumluluğunda olan en temel sorunların arkasından dolanarak ya da görmezden gelerek belediyeciliği asfalt yapan, çöp toplayan, imar rantı dağıtan ve mezarlıklar hizmeti vermekle sınırlamış durumdadır. Tabi ki hiçbir hizmeti küçümsemiyoruz, Belediyecilik denilince yani yerelin yönetilebilmesi erkini elinde bulunduran kurumlar, görev alanı olan coğrafyada insana doğaya ve geleceğe dair gerçekçi projeler üretmelidir. Herkesin anlayacağı dilden söylersek halk için halkla birlikte bir yönetsel vizyona (bütünlükçü ve alternatif politikalara) ihtiyaç vardır. Buna hazırlananlarla, hazırlıkları olanlara destek olmak temel sorumluluğumuzdur. Basit olan hiçbir şeyi karmaşık hale getirmeden her türden sorunu konuşmaya halkla birlikte çözüm üretmeye ve nasıl bir yerelde yaşamak istediğimizi birlikte, çıkar grupları olmadan yapabiliriz, yapabilmeliyiz. Doğanın ve insan emeğinin talanına son verebilmek ve halkın yaşadığı coğrafyaları yönetebilme becerisini geliştirebilmek için, bir adım olarak yerel yönetimlerde söz sahibi olmak siyaseten halkın çıkarlarını savunan ya da bu iddiada olan siyasi partiler sadece bu nedenden bile olsa yerel yönetimlerde olmak için daha fazla mücadele etmelidir. Son söz olarak siyaset, özellikle sol siyaset ve sosyalist partilerin neoliberal politikaların belirlediği karanlığa hapsolmayacak kadar birikim ve deneyime sahip olduğu inancımla. Umut var

Total Page Visits: 2649 - Today Page Visits: 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir