YESEVİ FELSEFESİ VE BEKTAŞİLİK-3
ORTA ASYA’DAN BALKANLARA
Türklerin Müslümanlar ile ilk karşılaşmaları 7. Yüzyılda olmuş ancak İslamiyet’e girmeleri 10. Yüzyılda gerçekleşmiştir. Bunun nedeni Emevi döneminde Arap ırkçılığını ön planda tutan anlayışın doğurduğu iletişimsizlik ve tepkidir.
Abbasilerin Emevi Hanedanlığını yıkıp İslam devletinin yönetimini almalarıyla ilişkiler yeni bir safhaya girmiştir. Halifeliğin merkezi Bağdat’ta değişen anlayış ile birlikte Abbasi ordularında Arap olmayanlara da yer verilmesi savaşçı Türklerin önemli mevkiler elde etmesini sağladı.
Önce Karluk, ardından Çiğli ve Yağma Türkleri kitleler halinde birleşerek 840 yılında Müslüman Türk devleti Karahanlıları kurdular. 1038 yılında da Oğuzlar Türklere Anadolu’nun kapılarını açacak olan Büyük Selçuklu Devletini kurdular.
Müslüman olan Türklerin katkıları sadece askeri alan ile sınırlı kalmadı. Türkler, İslam kültürünün ve İslam medeniyetinin inşası yolunda büyük gayretler gösterdiler.
Bağdat önemli bir kültür ve medeniyet merkezi iken Semerkant, Buhara ve Horasan gibi şehirler de burayla yarışan kültür, ilim, bilim ve medeniyet merkezleri oldular.
Cengiz Han’ın etrafında birleşen Moğollar ülkeleri işgal etmekle yetinmeyip, insanları katletmiş ve korku salmış ve Türklerin hayat alanını zorunlu olarak Horasan’dan, Anadolu’ya ardından da Balkanlar’a ulaşmasına neden olmuştur.
Sarı Saltuk Baba bir yandan Moğol baskısı diğer yandan Selçuklular arasındaki taht kavgaları sonucu Balkanlara ilk kitlesel geçişin sahibi ve öncülerinden olmuştur. Bu geçişin Balkanların Türkleşmesi ve İslamlaşmasını sağlayan bir dönemi başlatmış olduğundan ayrı bir anlam ve öneme sahiptir.
SARI SALTUK ALP EREN: Doğum yılı üzerinde çok az bilgi bulunan, ölüm tarihinin 1298 olduğu konusunda yaygın kabul sağlayan sarı Saltuk Baba çok hareketli bir zaman diliminde yaşamıştır.
O yıllar Moğol istilasının bütün dehşeti ile yaşandığı, Anadolu Selçuklu Devletinin yıkıldığı, beylikler döneminin Anadolu’da istikrarı yok ettiği, aynı zamanda da Bizans’ın kendi iç karışıklıkları ve Haçlı tahribatı nedeniyle Anadolu’da yaşayan Hristiyanların da İslamiyet’e geçmek ya da Anadolu’yu terk etme ikilemine düşmeleri nedeniyle Anadolu topraklarında kargaşa hakimdi. Kargaşa nedeniyle oluşan boşluk Orta Asya’dan gelen yarı göçebe Türk toplulukları tarafından dolduruldu.
Ahmet Yesevi dervişlerinin hazırladığı sevgi ve hoşgörü ortamı nedeniyle dinler ve mezhepler arası kavgalar asgari düzeye indi. Fakat Selçuklu Devleti gelen bu grupların daha batıya göç etmelerine çeşitli nedenler ile mani oluyor, onları kendi belirlediği alanlarda yaşamaya zorluyordu. Yerleşik Türkmenler ile göçebeler arasında haksızlık ve baskılar nedeniyle otlak ve kışlak konusunda anlaşmazlıklar gittikçe artıyordu.
Bu ortam Baba İlyas ayaklanmasının yaşanmasına neden oldu. İsyan bastırılsa da Selçuklu Devletini önemli ölçüde zayıflattı. Zayıf düşen Selçuklu Devleti 1243 yılında gerçekleşen Kösedağ savaşında Moğollara yenildi.
Savaş sonrası Selçuklu dağılma durumuna geldi. Taht kavgasında yenik düşen 2. İzzeddin Keykavus Hristiyan olan dayılarının yardımıyla Bizans’a sığındı. Bizans’ın başındaki 3.Mihail sadece yakınlarını ve komutanlarını değil, taraftarı olan Türkmenlerinde Bizans’ta yaşamasına müsaade edecektir.
Bunun nedenlerinden biri de Bizans’ın batı ve kuzey kısmında henüz İslam dinine girmemiş başka Türk boylarının bulunması ve bu boyların (Alan’lar, Kuman’lar, Peçenek’ler, Gagavuz’lar vb.) Bizans’ı değişik vergilere bağlamış olmalarıydı.
Bizans Devletinin zayıf düşmesi sınır boylarında sıkıntı yaratıyordu. 2.İzzettin Keykavus Anadolu’daki taraftarlarına haber göndermesi üzerine başlarında Sarı Saltuk Alperen’in bulunduğu 12.000 çadırdan müteşekkil Türkmen Rumeli’ye geçerek kendilerine verilen Deşt-i Kıpçak’a yerleştiler. (1261-1262) Bizans’ın bu hareketi oradaki Türk boylarının da kontrol altına alınmasını sağladı.
Tarihçilere göre bunlar Çepni boyuna sahiptiler. Çepniler büyük Oğuz boylarından birisidir. Çepni kelimesi atılgan, savaşçı, mert ve yiğit anlamına gelmektedir.
Devam edecek olan yazı dizimizin gelecek bölümünde görüşmek üzere sağ ve sağlıklı kalın